Hani bazen dünyadan kopar etrafınızdaki gelişmelere bigâne kalırsınız. Böyle zamanlarda adeta bakar kör bir varlığa dönüşürsünüz. Fark edemez ve fark ettiremezsiniz. Şimdi böyle bir vakıa ile karşı karşıyayız.

Kuzey Suriye bölgesinden söz ediyorum. Güneydoğu Anadolu ve kısmen de Akdeniz Bölgemize paralel uzanan sınır boyumuzdan. Birinci derecede pkk oluşumu PYD var. Tüm sınır hattında birbiri ile bağlantılı Kanton bölgeler kurmaya çalışan pyd, bir taraftan da bölgenin yerleşik halklarından Arapları ve Türkmen unsurları yerinden yurdundan ediyor.

Burada bir parantez açarak Kanton kelimesinin ne anlama geldiğine bir bakalım:

“Kanton; bir ülkenin, idari ya da sınırsal alt birimlerinden her birine verilen addır. Örneğin bu bir coğrafi bölge ya da bir eyalet olabilir. Kelimenin etimolojik kökeni "ülke birimi" anlamına gelen Latince canto kelimesidir. Kantonal yapı aşağıdaki ülkelerde bulunur:
·         İsviçre kantonları, İsviçre Konfederasyonu'nu oluşturan her bir eyalettir.
·         Bosna-Hersek kantonları, Bosna-Hersek Federasyonu'nu oluşturan alt birimlerdir.
·         Fransa kantonları, Fransa departmanlarının idari alt birimleridir.
·         Lüksemburg'un kantonları, Lüksemburg bölgelerinin idari alt birimleridir.
·         Kosta Rika kantonları, Kosta Rika bölgelerinin alt birimleridir.
·         Ekvador kantonları, Ekvador bölgelerinin alt birimleridir.
·         Kanada kantonları (township), Kanada topraklarının 10 mil2lik kadastro ayrımlarıdır. Quebec ve Ontario'da terim idari alt birimleri belirtmek için de kullanılır.
·         Belçika kantonları, adli ve seçim kantonları olmak üzere 2 çeşittir. Yerel yönetimlerdeki adli işlerde ve seçimlerde kolaylık sağlamak amacıyla yapılmış ayrımlardır.
·         Kanton, Çin Halk Cumhuriyetinin eyalet ve kenti Guangdong'un Türkiye Türkçesindeki kullanımıdır.
·         Rojava kantonları 2014 senesinde Suriye Kürdistanında Cezîrê, Kobanê ve Efrîn isminde kantonlar ilân edilmiş, Irak Kürdistanı da bu kantonları sonradan tanımıştır. (bkz: http://www.hurriyet.com.tr/Haber?id=27396964)
Vikipedi adlı ansiklopediden alıntıladığımız bu bilgilere göre PYD kelimenin tam anlamıyla bir devlet oluşumu içerisindedir. Bir devlet ikamesi için ne kadar alt birim gerekiyorsa bu kantonal yapıda mevcuttur. Eğer aksi olsaydı biz bu gün başta İsviçre olmak üzere Fransa veya Kanada gibi ülkelere “Devlet” diyebilir miydik.

Dikkate değer bir başka unsur ise memlekette ne kadar marjinal Komünist yapılanma gittiler bu PYD denilen terörist yapının oluşturduğu çatının altına girdiler. Zahirde, DEAŞ denilen önü arkası belli olmayan güruh ile savaşıyorlar. Derinden derine ise Müslüman Türkiye’ye silah çekiyorlar. Denilebilir ki devletimiz güney sınırlarının hemen yanında paralel bir şekilde oluşturulmaya çalışılan bir komünist kuşatma ile karşı karşıyadır.

(SOHR) Suriye İnsan Hakları Gözlemevi 11 Haziran tarihli raporunda, PYD'nin askerî kanadı YPG/YPJ'ye dünya genelinden katılımlar olduğunu ortaya çıkarmıştı. Esas katılımların Türkiye'deki sol örgütlerden olduğu ortaya çıktı.

On yıllardır fraksiyon kavgası yapan illegal sol örgütlenmeler, Aynelarab söz konusu olunca, geçmişi bir kenara bırakıp eylem birliği yaptı. Sol örgütleri Aynelarab’ta birleştiren motivasyonun başında şüphesiz, DEAŞ’ın dünyaya servis ettiği vahşet görüntülerinin de payı var.

Aynelarab onlar için adeta bir labaratuar.. Yüzlerce militan bölgeye giderek Deaş'e karşı savaştı, ölenler, yaralananlar oldu. Bu örgütler cephede çekilen fotoğrafları da servis etmeyi ihmal etmedi.

SDP diye bir parti.

Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi geleneğinden gelen bu örgütlenme, Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) adı altında legal olarak örgütleniyordu. Ancak Aynelarab’a militan göndererek PYD'nin Kürt devleti amacına hizmet ediyor.

En büyük destek MLKP’den

MLKP adı altında Türkiye'de illegal alanda faaliyet gösteren örgütlenme, Ezilenlerin Sosyalist Partisi adı altında legal faaliyet yürütüyor. 1994 yılında kurulan illegal yapı MLKP, Aynelarab’ta en fazla kayıp veren örgüt oldu. MLKP'den 4 militan öldü. PYD'ye en büyük desteği, MLKP (Marksist-Leninist Komünist Partisi) verdi.

TİKKO dikkati çekiyor.

Kaypakkaya’nın temellerini attığı örgüt olan Tikko, bölgede savaşıyor ve cepheden anlık fotoğraf geçiyor. Bir diğer örgütlenme ise MKP (Maoist Komünist Partisi) ile TKP/ML TİKKO'ydu (Partizan). Bu iki örgütlenme, 1968 kuşağından İbrahim Kaypakkaya'nın kurduğu TİKKO'nun devamı niteliğini taşıyor.

En çok katılım TKP’den

Bu örgütlerin yanında, yıllardır silahlı bir pratiği bulunmayan TKP Kıvılcım (Türkiye Komünist Partisi) üyesi bazı gençlerin inisiyatif alarak bölgeye gittiği biliniyor. Bölgeye giden bir başka yapı, Anarşistlerdi. Özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde örgütlenen Anarşistler, Kobani'ye bireysel olarak gidip savaştı. 2009 yılında örgüt yöneticisi Orhan Yılmazkaya'nın öldürüldüğü Devrimci Karargâh da Kobani ile ilgili bir bildiri yayımlayarak YPG'ye destek verdiğini açıkladı.

Türkiye için büyük tehlike

Bu örgütler Kobani'de silahlı mücadele ve bomba eğitimi alıyor. Bu da Türkiye'de planlayacakları eylemlerde pratiklerini geliştirdikleri için daha başarılı olacakları anlamına geliyor.
Maalesef bu illegal yapının uzantıları son seçimlerde Meclise girmiş hainliklerine devam etmektedirler. Çevresindeki gelişmelere duyarsız kalan okuyucularımın dikkatini burunlarının ucunda oluşan ama fark edemedikleri bu tehlikeye dikkat çekmek istedim. Bir sonraki yazım bir başka yapılanma ama içimizi ısıtan yapılanma hakkında olacaktır. Sağlıcakla…
Kelimeler: Aynelarab, PYD, komünist, kobani, Türkiye