Konya yine yapacağını yaptı, beni derunumdan vurdu.
28 ve 29 Ocak günlerini TİMAV’ın davetlisi olarak Konya’da geçirdim. Gidiş-dönüş yolculuğunda ve iki gün boyunca Fatih Bütün bana gönüllü yoldaşlık yaptı. Karaman’dan Zeki Tuman davete icabet ederken Halit Arapoğlu da Yozgat’tan iştirak ettiler. Yaşar Çıraklı Bey de ta Adana’dan çıkıp geldi ve aramıza katıldı. Esas sürprizi eğitim camiasının medarı iftiharı İzzet Eker Hocamız yaptı. Seydişehir’den kalkıp gelerek muhabbet halkasıyla çepeçevre bizi kuşattı.
Esaslı sevgiyi Gonyalı dostlarda buldum. Muhittin Okumuşlar üstadımız bitmek tükenmek bilmeyen bir enerji kaynağı gibi. TİMAV Başkanı Abdullah Ecevit Öksüz ise tam bir gönül adamı. Bu iki güzide şahsiyetin yanına siz bir de bu çağın Mevlana’sı Musa Mert’i koydunuz mu acayip bir sinerji oluşuyor. Ben bu enerji havuzuna düştüm ve yana yana hamlığım gitti desem acaba Gonyalıların bana yaptıklarını anlatabilir miyim.
Anlatamam. Tıpkı Ercan Harmancı’nın cezbesini Mahmut Taşğın’ın vefasını anlatamadığım gibi. Kimselere Gonyaya gidin diyemem. Adamı derunundan yakalayıp mahvı perişan eyliyorlar. Bana itimad edin bu konuda çok başarılılar. Denemesi bedava.
Beni perçemimden yakalayıp etli ekmek fırınlarına atan bu Gonyalıları anlatmak üzerime vacip oldu. İsterseniz evvela bunların yuvalandıkları TİMAV’dan bahsedelim. Malum Türkiye’de imam hatipliler ile ilgilenen bazı gönüllü kuruluşlar var. Bu kuruluşlarla TİMAV’ı karşılaştırdığımızda farkında olmadığımız bazı hakikatlere ulaşıyoruz.
İmam hatipliler ile ilgilenen tüm kuruluşların merkezleri İstanbul’da iken TİMAV, Konya’da kurulmuş ve faaliyetlerini de orada devam ettiren bir vakıf. Taşrada olmak ilk bakışta dezavantaj gibi gözükse de bunu fırsata çevirmek te mümkündür. Gonyalılar bunu biraz böyle yapmışlar. Neler yapıyorlar diye biraz incelediğinizde gördükleriniz karşısında bunlar iyi ki İstanbul’da değillermiş diyorsunuz. Aynı sahada çalışan diğer müesseselere rahatlıkla STK diyemezken TİMAV bu kelimeyi sonuna kadar hak ediyor. Kimse alınmasın iktidarla veya yerel yönetimlerle parasal ilişkisi olan hiçbir kurum STK değildir ya da ben STK tanımını yanlış yapıyorum. Örneklerini çokça gördüğümüz gibi Timav bir atlama taşı olarak kullanılmıyor. Kimse o vakfı kullanarak daha iyi bir yere kapağı atamıyor. Bunun yolu bir biçimde kapalı. Sadece bu yönüyle bile timav İstanbul’daki benzeri kuruluşlardan farklı bir yerde duruyor.
TİMAV, iyi yönetiliyor. Başkan Ecevit Öksüz tezgâhtan gelen birisi. Yöneticilik nedir, nasıl yapılır çok iyi biliyor. Başkan Vekili Prof. Okumuşlar ise hem sahanın hem de alanın uzmanı. İmam hatipliler üzerine yaptıkları kapsamlı anketler günlerce kamuoyunu meşgul ediyor. Birinci anket böyle olmuştu ikinci de aynı etkiyi şimdiden yapmışa benziyor. İmkânlar öyle kullanılıyor ki imkân imkânları doğuruyor. Sen yeter ki halisane niyetle kullan önüne çıkan fırsatları. Yönetim Kurulu’nu oluşturan kişiler başka cemaatlerin adamları değil. Tüm mesailerini kurumlarının hizmetlerine harcıyorlar.
Timav’ı farklı ve özgün kılan unsurlar şüphesiz bu saydıklarımdan ibaret değildir. Her şeyi anlatmak her zaman uygun olmuyor. Anlayana bu kadar yeter.
Timav, kendini aynı kulvarda olduğu kurumlardan farklı kılan özellikleri korumalı ve yoluna devam etmelidir.