Yazılı açıklamasında toplu sözleşme görüşmelerine değinen Yavuz, işçiler ile yapılan pazarlıkların uzun sürdüğünü ancak memurlarla çok kısa sürede masadan kalkıldığını söyledi.
“İşçiye kepçe ile, memura kaşık ile verdiler. İşçi ile altı ay, memurla altı gün görüştüler. En düşük işçi maaşı, şube müdürü maaşına denk geliyor” diyen Yavuz, bu durumun kurumlarda huzursuzluğa neden olduğunu dile getirdi.
“Okumanın cezalandırıldığı başka bir ülke yok”
Memurların emeklerinin karşılığını alamadığını vurgulayan Yavuz, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Aynı işyerinde, aynı işi yapan işçi ile memur beraber çalışıyor. Maaşları arasında uçurum var. Kurumlarda huzur kalmadı. Okumanın, dirsek çürütmenin, sınavlara girmenin cezalandırıldığı başka bir ülke yok. Biz bunları dile getirdiğimizde aldığımız cevap önce ‘öyle mi olmuş’ sonra da ‘olmuş bir kere’ oluyor. Devamında da ‘işçiye verdiğimiz oranlara asla çıkamayız, devlet iflas eder’ deniliyor.”
“Sendikalar değil, çarpık ücret politikası sorumlu”
İşçi ve memurun maaş politikaları nedeniyle karşı karşıya getirildiğini savunan Yavuz, bu durumdan sendikaların değil, yıllardır çözülemeyen ücret sisteminin sorumlu olduğunu ifade etti.
“Ülkemizde işçi ile memuru birbirine düşüren biz sendikalar değil, bu çarpık ücret politikasını yıllardır çözmeyen, çözüm için kılını dahi kıpırdatmayanlardır. Bu çağda çözüm için bir yol haritası ortaya konulmuyorsa, biz de haklı olarak sorarız; bu sahipsizlik nedendir?”
“Memurlar adalet istiyor”
Memurların tek beklentisinin adalet olduğunu vurgulayan Yavuz, şunları kaydetti:
“Memur aslında çok şey istemiyor. Önce adalet istiyor. Var olan ne ise paylaşalım. Kriz zamanlarında evlerini birleştirip beraber oturan kardeşler gibi yardımlaşan, kurumlarını ayakta tutan, depremde bile emanet edilen bebeğe koşan hemşire gibi işine sahip çıkan memurlar konuşuluyor. Buna rağmen memura reva görülen bu tabloyu kabul etmemiz mümkün değil.”
“Sistemsizlik sorunu”
Geçmişte düzenledikleri çalıştay ve kongrelerde çözüm önerileri sunduklarını, raporlar hazırladıklarını ancak dikkate alınmadığını dile getiren Yavuz, şu değerlendirmede bulundu:
“İşçi ve memur toplu sözleşmeleri aynı bütçeden maaş alan, aynı marketten alışveriş yapan, aynı kira oranına tabi iki çalışan grubunu ilgilendiriyor. Buna rağmen ortak planlama yapılmadı. Önce gelenin aldığı, sona kalanın baktığı bir sistem, her şeyden önce sistem değildir. Üzgünüm. Yaşadığımız yokluk değil, sistemsizliktir.”