Bugünlerde bir yandan Siyonizm'in zulmüne karşı mahşeri vicdan sel olup akarken, bir yandan Sisi'nin vicdansızlığına takılan vicdanlar; beride Siyonizm'in alçakça saldırısına misillemede bulanan İran'ın yağdırdığı bombalardan sarsılan Tel Aviv'de ölüm korkusundan gözleri fırlamış insanının ibretlik gülünç manzarası.
Neden gülünç manzara diyorum. Bir hiç uğruna son iki yılda Gazze'de taş üstüne taş bırakılmadan öldürülen binlerce insanın dünyanın gözü önünde yok edilişine seyirci kalınırken İran'ın savunma maksadıyla gönderdiği füzeden villası hasar gören Yahudi bir kız çocuğunun manşetlerde yer verilen 'bir kız çocuğu bunu yaşamamalıydı' sözüne kıymet verilişi. İki yıldır Gazze'lilerin yaşlı-çocuk demeden maruz kaldığı facia dolu anları onlar yaşamıştı ama. Hatta gözyaşı dökecek fırsatı bile olmayan binlerce can...
Bunu başlatan siz değil miydiniz?
Ekip biçmek meselesi.
Ne yaşatırsan onu yaşarsın.
Birileri, insanlıktan nasibi kalmamış bu Siyonist alçaklara, 'bu manzara bir daha kök salmamak üzere yok oluşunuzun ayak sesleri' deyiversin.
Çünkü bu Siyonist habis urunun insanlığın biriken nefreti altında can vereceği günleri pek yakın.
Bu habis ruhlara uyarıların fayda vereceğini sanmıyorum. Kendilerini öyle yüksek bir ırk olarak görüyorlar ki gözlerine inen perde başlarına inecek felaketi görmekten alıkoyuyor.
Bu perdenin diğer türevleri;
Dünya yönetimini tek ellerinde bulundurmaları.
Ekonominin kontrolünün kendilerinde olması.
Medyanın patronu olmaları.
Sanat dünyasının başını çekmeleri.
Her ülkenin başına bela ettikleri terör örgütlerinin hamiliğini yapmaları.
Öğretilerinde en üst ırk ilkesi gereği kendilerinden gayrı her insan bu üstün ırkın kölesi mesabesindedir.
Haliyle öldürülmelerinde herhangi bir beis sözkonusu değildir.
Dünyayı sadece kendilerinin hakkı olarak gördüklerinden dünyanın fazlalıklardan arındırılması dini bir vecibe gibi telakki edilmektedir.
Tahrif olmuş kitaptan edindikleri sapık bir inanç uğruna dünyayı yakmaktan bir adım dahi geri durmayışlarının yol açtığı felaket bunlar için bir sorun teşkil etmemektedir.
Satın aldıkları dünya liderlerine uyguladıkları baskılar ve ellerinde bulundurdukları medya gücüyle dünyayı bugüne kadar olgulardan hep uzak tuttular. Algılarla zihinleri bulandırdılar; özellikle de müslümanları hep kötü gösterdiler Batı alemine.
Arz-ı Mev'ud safsatasına olan sapkın inançları uğruna her melaneti yaşattılar mazlum insanlara
İşledikleri şenaatleri ağaç ve taşların dahi tahammül sınırını zorlar duruma getirdi...
Öyle ki yapıp ettikleriyle dünya, pimi çekilmiş bir bomba durumuna geldi.
Ve nihayet sonlarını haber veren son Peygamber'in ifade ettiği biçimde ettikleri zulümleri kendilerini bir yok oluşun uçurumuna getirmiş oldu.
Bugün İran'a saldırmasının altında belli ki sona gelişlerinin süresini biraz uzatmak niyetleri yatmaktadır.
Niyetleri ne olursa olsun tüm insanlık, bunlara dur demenin bayram arefesinde buluyor kendisini.
İran'a saldırısıyla Siyonizm'in maksadı belki de biriken mahşeri öfkeyi gündem dışında tutmaktı. Çünkü bugüne kadar insanlığı hep algılarla oyaladı. Yaptığı zulümleri hep kamufle etti. Haksızken kendisi, müslümanı haksız gösterdi. Attığı bir bombayla öldürdüğü yüzlerce kişinin ölümünü dünyaya iyilik adına servis etti. Hatta bu servis biçimiyle ödüle dahi layık görüldü.
Dün Mavi Marmara bugün Madleen gemisi Siyonizm'in foyasını aşikar etmeye yetti de arttı bile.
La yü'sel olan bu habis ur mesabeli alçakların tanrısal gücüne inen yumruğun 'one munite' olarak kayda geçtiği günden bugüne sular, artık mazlumdan yana akar oldu. Dünyayı girdiği korku şokundan kurtaran bizim Osmanlı tokadımız bugün insanlığı hükümetlerine rağmen zulüm karşısında tek vücut haline getirdi.
Öyle ki bu yok oluşun en can alıcı merhalesinde müdahil olacak taş, ölüm korkusundan kaçarken arkasına saklanan kişiyi göstererek 'arkamda bir Yahudi var' diye Müslümanı uyaracağı günü dört gözle bekliyor insanlık adına. Ağaçlar da beklemede o anı sağlam kökleriyle ve de dimdik durarak.
Öyle zulmettiler ki bu alçaklar, cansız varlıklar dahi dayanamaz oldu yapıp ettiklerine.
Kalbi taş kesilene, ruhu odunlaşmışlara inat taş dile gelecek, ağaç savuracak Yahudi adına neyi bulduysa.
Emaneti kabul etmeyen taş, emaneti kabul eden insan müsvettesinden daha nahif ve duyarlı olacak.
Taşın, arkasındaki Yahudi'yi müslümana nasıl göstereceğinin mahiyetini bilmesek de bugün Batı milletinin işlenen bu zulüm karşısında tek yürek olup akın akın gerçekleşen akışı taş yüreklilerin dahi nasıl vicdan azabı çektiklerini gösteriyor ki bu da bir yerde taşların nasıl dile geleceğinin bir örneğini gözler önüne sermektedir.
İran'ın bu hamlesi müslüman adına güvenilir mi, arkası gelir mi bilemeyiz ancak bunun Siyonizm'in kısa vadede de olsa işine geleceği yönünde endişeliyim. Çünkü perşembe çarşambadan belli olur. Düne kadar iki güç arasında vaki olan sürtüşmeler it dalaşını geçmedi hiçbir zaman. Siyonizm'in bu saldırısında hem Gazze yürüyüşünü gündemden düşürmek hem de müslümana aba altında sopa göstermek yatmaktadır.
Ne yaparlarsa yapsınlar dünyada uyanan bir mahşeri vicdan var. Bu sel dünyayı pislikten temizleyecektir.
Türkiye'nin son çeyreğinde göz dolduran gelişmeleri mazlumlara güven vermektedir. Siyonizm'in kaçan uykularının sebebi Türkiye'nin bu gücüdür.
Bu gücümüz;
Bir gün geldi ordumuza çöreklenen Siyonizm'in uşaklarını devredışı bıraktı.
Bir gün geldi FETÖ aparatını kırdı.
Bir gün geldi PKK'yı tarihe gömdü.
Bir gün geldi Suriye'yi dizayn etti.
Bir gün de geldi İstanbul'un kanını emen İ.Oğlu kenesini söküp attı.
Tüm bunları Siyonizm'in içimizdeki uzantılarıydı.
İsrail'in Yahudi Siyonizmi Kur'an'da belirtilen ikinci sonuna hızlı adımlarla ilerlemektedir.
Yahudi'yi haber verecek taşlara müjdeler olsun. Ele verecek ağaçlara ne mutlu. Bunun gerçekleşmesi belki yarın belki yarından da yakın.
Ey müslümanlar Türkiye'ye güvenin. Çünkü Türkiye Osmanlı ve Selçuklu genetiğini yeniden yakaladı.
Emeklı ABD Albayı Douglas Macgregor;
" Türk askerleri eninde sonunda Gazze'de savaşacak. Erdoğan zamanlama konusunda hassastır, ülkeyi seferber ediyor. Erdoğan Orta Doğu'da İsrail'i yok etme kapasitesine sahip tek adam. Dikkat edin! İsrail'i yok edebilecek tek adam o." diyor.
Mustafa Salim
14 Haziran 2025 Ankara.