YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ile Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’ın açılış konuşmalarıyla başlayan kongrede; ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Bayram Ali Ersoy’un yanı sıra Türkiye, Kanada, Endonezya ve Mısır gibi ülkelerden rektörler, akademisyenler ve eğitim alanında faaliyet gösteren sivil toplum temsilcileri yer aldı.
Kongrede, zengin ve nitelikli bir akademik zeminde sunulan 40 bildiri ile oturumlarda ortaya çıkan temel görüşler sistematik biçimde sınıflandırılarak yükseköğretimin yeniden yapılandırılmasına yönelik çözüm önerileri sonuç bildirisinde ortaya konuldu.
Sonuç bildirisinde, yükseköğretim sisteminin yeniden yapılandırılması için, doğru ve yeterli yasa değişiklikleri ile birlikte ahlaki, entelektüel ve kültürel bir paradigma değişiminin gerekliliğine vurgu yapıldı.
Bu paradigma değişiminin yönetimsel bir reform ile birlikte insanı yeniden merkeze alan, aklı ve ruhu birlikte geliştirmeyi hedefleyen yeni bir medeniyet tasavvuru olması gerektiğine işaret edildi.
Bildiride, YÖK'ün aşırı merkeziyetçi yapısından uzaklaşarak, stratejik rehberlik sağlayan evrensel bir kuruma dönüşmesi gerektiği vurgulandı ve bu dönüşümü destekleyecek yeni bir yükseköğretim kanununun hayata geçirilmesi gerektiğine dikkat çekildi.
Yükseköğretimin, kendi tarihsel ve kültürel kodlarına dönerek yeniden anlamlandırılması gerekliliği ifade edilen bildiride, “Temellerini tarih ve kültürümüzün oluşturduğu bir eğitim anlayışı, evrensel gereksinimleri de içinde barındıran hakikatin peşinde koşan bir zihniyet dönüşümünü de zorunlu kılmaktadır.” ifadesine yer verildi.
Bildiride, yükseköğretim sisteminin yeniden yapılandırılmasına yönelik çözüm önerileri; üniversiteleşme politikalarından kalite anlayışına, kontenjan planlamasından öğretmen yetiştirmeye; istihdam, iş güvencesi ve özlük haklarından akademik özgürlük ve etik denetime kadar uzanan kapsamlı bir çerçevede, 11 temel başlık altında toplandı.
Kongre bildirisinin tam metni şöyle:
TÜRKİYE’DE YÜKSEKÖĞRETİMİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI:
YENİLİKLER, SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ KONGRESİ
SONUÇ BİLDİRİSİ
I. GİRİŞ
Türkiye tarihsel misyonu gereği Balkanlardan, Ortadoğu’ya, Afrika’dan Latin Amerika’ya kadar geniş bir alanda çalışmalar yürütmektedir. Türkiye'nin hem kendi coğrafyasında hem küresel düzeyde politikalara etkisine bakıldığında, yükseköğretim sisteminin mevcut yapısı yapısal eksikliklerle birlikte kavramsal, tarihsel ve zihinsel temeller üzerinden de kapsamlı bir dönüşümü zorunlu kılmaktadır. Günümüzde üniversitelerin faaliyetlerinin birçoğu asli misyonu olan bilim üretimi, entelektüel gelişim ve toplumsal rehberlikten uzaklaşmış, bürokratik formaliteler, kaliteye dönüşmeyen kalite döngüleri, görünürlük odaklı PR faaliyetleri ve ekonomik kaygılarla hareket etmek zorunda kalan kurumlar haline geldiği görülmektedir. Ancak günümüzde üniversitelerin evrensel anlamda bilgi üretmenin yanında insanın zihni, kalbi ve ruhuyla bütünleşik bir eğitim süreci sunması beklenmektedir.
Kongrede zengin ve nitelikli bir akademik zeminde sunulan bildiriler ve yapılan oturumlar göstermektedir ki, yükseköğretim sisteminin yeniden yapılandırılması için, doğru ve yeterli yasa değişiklikleri ile birlikte ahlaki, entelektüel ve kültürel bir paradigma değişimi de gerekmektedir. Bu paradigma değişimi yönetimsel bir reform ile birlikte insanı yeniden merkeze alan, aklı ve ruhu birlikte geliştirmeyi hedefleyen yeni bir medeniyet tasavvuru olmalıdır. Yükseköğretimin temeli, sadece bilgiye değil hakikate yönelen, modernleşme ile özünü kaybetmeyen, yerli düşüncenin köklerinden beslenen bir eğitim anlayışını hedeflemelidir.
Bu bağlamda üniversitenin temel görevi olan bilgi üretmesinin yanında kültürel hafızayı ve insan olma bilincini yeniden inşa eden, toplumun taleplerine yönelik çalışmalar yapan bir kurum olması beklenmektedir. Bu nedenle yükseköğretim, kendi tarihsel ve kültürel kodlarına dönerek yeniden anlamlandırılmalıdır. Temellerini tarih ve kültürümüzün oluşturduğu bir eğitim anlayışı, evrensel gereksinimleri de içinde barındıran hakikatin peşinde koşan bir zihniyet dönüşümünü de zorunlu kılmaktadır. Bu düşüncelerle kongrede sunulan bildirilerde ortaya çıkan temel görüşler, sistematik biçimde sınıflandırılarak yükseköğretimin yeniden yapılanması için çözüm önerileri ortaya konmuştur.
GENEL DEĞERLENDİRME
Yükseköğretim sistemi uzun süredir aşırı merkezileşmiş bir yönetim anlayışının gölgesinde şekillenmektedir. Mevzuatların bazılarının güncelliğini yitirdiği, akademik kariyer süreçlerinin keyfiliğe ve adaletsizliğe açık hale geldiği, zamanla liyakat ve şeffaflık ilkesinden uzaklaşıldığı görülmektedir. Üniversiteler arasındaki kalite farklılıkları artmış, kontenjan planlamaları ülke gerçeklerinden kopmuştur. Akademisyenlerin bilimsel üretime odaklanmalarını teşvik eden mekanizmalar yetersiz kalmakta, çoğu zaman nitelikten uzak, niceliksel değerlere indirgenmiş bir performans ölçümüne dayalı sistem hakim olmaktadır. Eğitim politikaları bağlamında öğretmen yetiştirme süreçlerinde MEB ile beraber bütüncül bir reform ihtiyacı doğmuştur. Eğitim fakültelerinin program içeriklerinin toplumun gereksinimleri dikkate alınarak kontenjan planlamalarının arz-talep dengesini gözetecek şekilde hızla güncellenmesi beklenmektedir. Değerler eğitiminin ve ahlaki gelişim sisteminin, Türkiye Yüzyılı Maarif Programına paralel olması gerekmektedir.
Ayrıca üniversitenin, tarihsel ve felsefi temelleri dikkate alınarak bilimsel olduğu kadar, ahlaki, estetik ve manevi bir zeminde inşa edilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Bu bağlamda yükseköğretimin Türkiye’nin köklü medeniyet birikimiyle yeniden bağ kurması gerekmektedir. Batı merkezli epistemolojik referanslar yanında yerli bilim tarihi kaynakları da temel alınmalıdır. Eğitim sisteminin beslendiği kavramsal çerçeve, özgüveni tesis edecek şekilde yeniden tanımlanmalıdır. Bunun için önerilerimiz aşağıdaki gibidir;
1. Yükseköğretim Yapısının Dönüştürülmesi
• YÖK'ün yapısı aşırı merkeziyetçilikten, stratejik rehberlik yapan evrensel bir kuruma doğru dönüştürülmelidir.
• Yükseköğretim kurumlarının yönetiminde yetkilerin tek bir merkezde temerküz etmesini önleyen ve her türden yetkinin keyfi kullanımını önleyecek mekanizmaları tesis eden, akademik yükseltme sistemini evrensel kabul gören objektif, nesnel ve ölçülebilir kriterlere bağlayan, araştırmacı ve öğretim üyesi yetiştirme sisteminin ana hatlarını yükseköğretim politikaları doğrultusunda düzenleyen, yükseköğretim çalışanlarının her türlü karar mekanizmasında yer almalarını sağlayan nitelikte yeni bir yükseköğretim kanunu hayata geçirilmelidir.
• Yu¨kseko¨gˆretim kurumlarının akademik, bilimsel o¨zerkligˆini −yu¨kseko¨gˆretim kurumlarının akademik personelinin is¸ gu¨vencesi, yu¨kseko¨gˆretime giris¸, planlama, koordinasyon ve denetleme mekanizmalarının merkeziles¸tirilmesi gibi istisnaların kabulu¨ ekseninde− tanıyan ve koruyan yükseköğretim yasası hayata geçirilmelidir.
• Üniversite yönetim yetkileri senato, fakülte kurulları ve iç denetim birimlerine dağıtılmalıdır.
• Üniversite özerkliği yasal güvence altına alınmalı, siyasi veya bürokratik müdahalelere karşı korunmalıdır.
• Üniversiteler arası iş birliğini destekleyecek bölgesel koordinasyon yapıları kurulmalıdır.
• Öğrenciler, çalışanlar (akademik-idari) ve yetkili sendika temsilcisi senato ve üniversite yönetim kurulu çalışmalarına yerine ve konuya göre, karara ortak olarak ya da gözlemci olarak katılabilmelidir.
• Üniversitelerde gerçekleştirilecek çalıştay, kongre ve reform odaklı kurullarda yetkili sendikalar danışma kurulu üyesi olarak yer almalı, akademik sendikacılık resmi istişare mekanizmalarında temsil edilmelidir.
• Öğrenciler, akademisyenler, idari personel ve sendika temsilcilerinden oluşan üniversite içi diyaloğu güçlendirecek "Katılımcı Konseyler" kurulmalıdır.
2. Kalite Anlayışının Yeniden Tanımlanması
• İç denetim, öğrenci geri bildirimi ve danışmanlık sistemine dayalı kalite güvence modeli benimsenmelidir.
• Akademik yükseltmelerde sadece yayın sayısı değil, etik, toplumsal katkı, patent sayısı, ürünleri lisanslama ve öğrenci rehberliği de ölçüt olmalıdır.
• Mezun izleme sistemleri daha etkin çalışmalı ve kalite döngüsüne istihdam ve iş gücü verileri entegre edilmelidir.
• Ulusal akreditasyon kurumlarının yapısı şeffaflaşmalı ve akreditasyon ücretleri makul ölçülere çekilmelidir.
• Dijital dönüşüm ve kalite güvence süreçleri eşgüdüm içinde yeniden yapılandırılmalıdır.
3. Üniversiteleşme Politikaları
• Üniversite açılımları sayısal değil kalite odaklı planlamaya dayanmalıdır.
• Yerel üniversiteler, bölgesel kalkınma hedeflerine hizmet edecek biçimde yapılandırılmalıdır.
• Tematik ve ihtisaslaşmış üniversite modeli yaygınlaştırılmalıdır.
• Meslek yüksekokulları, sektörle entegre halinde, illerin etkili alan yöneticileri ile ortak yönetim kurulları oluşturulmalı, mesleki beceriyi geliştirmeye yönelik nitelikli eleman yetiştirmeye odaklanmalıdır.
4. Program ve Kontenjan Planlaması
• Bölüm tekrarları azaltılmalı, kontenjan planlaması sektörel ve demografik ihtiyaçlara göre belirlenmelidir.
• Tezsiz yüksek lisans programlarına, akademik kaliteyi önceleyen bir anlayış benimsenmelidir.
• Üniversiteler arası program geçişleri ve ortak diploma programları artırılmalıdır.
• Öğrenci sayısı değil, öğrenci-öğretim üyesi oranı ve ders yükü temel alınarak kontenjan belirlenmelidir.
• Bölüm açılışı ve kontenjan artışı için akademik donanım, yetenek ve beceri beklentileri ile altyapı ve istihdam verisi analiz edilmelidir.
5. Eğitim Fakülteleri ve Öğretmen Yetiştirme
• Eğitim fakülteleri ile Milli Eğitim Akademisi arasında sağlıklı ve sürdürülebilir bir çalışma yöntemi kurulmalıdır.
• Teori-pratik uyumu sağlanmalı, uygulama süresi artırılmalıdır.
• Aday öğretmenlik süreci yapılandırılmalı ve hizmet öncesi eğitim, muhtemel öğretmen ihtiyacına göre stratejik olarak planlanmalıdır.
6. Temel Bilimler ve Özel Sektör İlişkisi
• Temel bilimlere yönelen öğrencilere burs ve istihdam garantisi verilmelidir.
• Üniversite-sanayi iş birlikleri stratejik düzeye taşınmalı, bölümler buna göre yeniden kurgulanmalıdır.
• Ar-Ge projelerinde özel sektör ve üniversite ortaklığı önceliklendirilmelidir.
• Uygulamalı araştırma merkezleri kurulmalı, sanayinin ihtiyaç duyduğu alanlara odaklanılmalıdır.
• Temel bilimlerde kamu destekli özel araştırma fonları oluşturulmalıdır.
7. İstihdam, İş Güvencesi ve Özlük Hakları
• Araştırma görevlisi, öğretim görevlisi ve öğretim üyesi alımlarında şeffaflık ve liyakat ilkesine dayalı olarak merkezi izleme mekanizmaları kurulmalıdır.
• Üniversite bünyesindeki idari personel için kariyer planlaması netleştirilmeli, görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavları düzenli ve objektif kriterlerle yapılmalıdır.
• İdari personelin yetki, sorumluluk ve liyakat esasına dayalı statü sistemine kavuşturulması sağlanmalı; bu süreçlerde yetkili sendikaların görüş ve talepleri esas alınmalıdır.
• Akademisyenlerin maaşları ve özlük hakları iyileştirilmeli ve performans sistemleri adil hale getirilmelidir.
• Yükseköğretim alanında çalışan kamu görevlilerine yönelik özel hizmet tazminatları artırılmalı, büyük şehirlerde çalışanlar için yaşam tazminatları gibi bölgesel destekler sağlanmalıdır.
8. Akademik Özgürlük ve Etik Denetim
• Akademik kadro atamaları şeffaf ve liyakat temelli yapılmalıdır.
• Akademik etik ihlalleri için kişiye özgü yönlerin elimine edilmesi ve evrensel kriterlerle yapay zekâ destekli kontrol sistemleri geliştirilmesi gerekmektedir.
• Akademik özgürlük, sendikal haklarla birlikte ele alınmalı; üniversitelerde ifade özgürlüğü, araştırma özgürlüğü ve örgütlenme hakkı anayasal güvence altına alınmalıdır.
9. Yükseköğretimin Kavramsal Temellerinin Yeniden İnşası
• Üniversite sadece mesleki değil, entelektüel ve ahlaki inşa kurumu olmalıdır.
• Müfredatlar epistemolojik, ontolojik ve aksiyolojik ilkelerle yeniden yapılandırılmalıdır.
• Üniversiteler “değer beyanı” sunmalı, felsefi, ahlaki ve sosyal duruşunu tanımlamalıdır.
• İslam düşünce geleneği ve klasik filozoflardan yararlanılmalıdır.
• Üniversiteler sadece bilgi değil, hikmet ve hakikate yönelmeli, buna yönelik teşvik politikaları geliştirilmelidir.
10. Toplumsal Katkı ve Bilim İletişimi
• Üniversiteler çözüm odaklı sosyal aktör olarak konumlanmalıdır.
• Toplumsal katkı performans göstergelerine dahil edilmelidir.
• Bilim iletişimi bir uzmanlık alanı olarak geliştirilmelidir.
• Akademik bilginin halkla paylaşımını teşvik eden yapılar kurulmalıdır.
• Üniversite-toplum iş birlikleri, üniversitelerin toplumun gereksinimlerine yönelik çalışmaları projelere ve ders içeriklerine entegre edilmelidir.
11. Geleceğin Üniversitesi ve Esnek Öğrenme
• Üniversiteler mikro yeterlilik ve açık dijital içeriklerle donatılmış esnek öğrenme modelleri geliştirmelidir.
• Kampüs kültürü ruhsal ve sosyal dayanıklılığı destekleyecek biçimde tasarlanmalıdır. Üniversite öğrencilerinin psikolojik desteklerine yönelik çalışmalar yapılmalı buna yönelik uzman istihdamının işler hale gelmesi ve artırılması sağlanmalıdır.
• Uluslararası öğrenme ekosistemleriyle bağlantı kurulmalıdır.
• Yapay zekâ destekli kişiselleştirilmiş öğrenme sistemleri entegre edilmelidir.
• Disiplinler arası öğrenme ve üretim kültürü güçlendirilmelidir.
SONUÇ
Yükseköğretim Kongresi 2025’te sunulan bildiriler ve yapılan tartışmalar, Türkiye’nin eğitim politikaları bağlamında yükseköğretim sistemine ilişkin köklü bir zihinsel, kültürel ve medeniyet temelli yeniden yapılanmaya ihtiyaç olduğunu ortaya koymuştur. Bu ihtiyaç üniversitelerin ekonomik kalkınma ve bilgi üretiminin ötesine geçen bir misyona sahip olmasını, insanın anlam arayışını, hakikatle bağını ve toplumla kurduğu etik ilişkileri merkeze alan bir tasavvurla yeniden şekillenmesini zorunlu kılmaktadır. Üniversiteler çağın ruhuna temas eden, bireyin manevi derinliğini dikkate alan ve milletin kültürel varlığını taşıyan kurumlar olarak yeniden tanımlanmalıdır.
Türkiye’de Yükseköğretim bağlamında, eğitim politikalarına yön veren MEB, YÖK, ÖSYM, MYK ve Cumhurbaşkanlığı eğitim politikaları kurulu gibi kurumlar arasında sürdürülebilir ve sağlıklı bir koordinasyona ihtiyaç vardır.